Buraya çok uzun bir analiz ve eleştiri yazacaktım ama kısaca adaptasyon eksiklikleri olduğunu belirtip “kötü” olarak adlandırmanın yanlış olacağına karar verdim. Bence filme göre kötü ama dizi olarak ortalama diyebilirim. Hikayeye yaklaşık bağlı kalınmış ve tren biraz değişmiş.

Dizide filmdekinden çok daha büyük bir tren sözkonusu ancak trenin sonundaki köleler veya emekçilerin bulunduğu vagonların sayısı ve onların dünyasının büyüklüğü ve derinliği çok dar ele alınmış.

Bir detektif bazı gizemler için tutuluyor ve bu biraz klişe bir hikaye anlatımına ve alışageldiğimiz bir polisiyeye çeviriyor türü ki bu bence hiç iyi bir seçim olmamış, bunun yerine çok daha ilginç bir aksiyon ve gizem, gerilim ve felsefik anlatım türü seçilebilirdi; bilim-kurgu tarafı arttırılıp karşılaşılan doğal zorluklarda bazı bilimsel bilgilere dayalı açıklamalar ve kurgular varedilebilirdi sanki babamızı annemizi diziye çekmek için yapılmış gibi geldi bu basit polisiye teması.
Dizideki görüntü yönetmenliği ve görsel estetik bu konuda iyi gözlemcilerinizin farkedebileceği gibi epey, genel anlatımla ise biraz düşmüş ve gücünü yitirmiş.
Özetle snowpiercer’da düşünecek pek birşey kalmamış, karakterleri doğal olarak çok derinleşmiş ve birkaç karakter sürprizi var, görsellik azalmış, trenin arkası ve önü arasındaki etkileşimi işleyen taraf yok kadar az, gerçekçilikle bilimin ve kurgunun geçişi çok hafife indirilmiş ve aksiyon dizisi kıvamına gelmiş.
Bizce olmadı. Curse’e başlayacağım bakalım Kırmızı paladinler neymiş.
Sağlıkla kalın.